Hem iş hem kişisel hayat için büyük kolaylık sağlayan bilgisayarlar, laptopların yaygınlaşmasıyla mobilite de kazandı. Masaüstü alternatiflere göre daha kompakt olan dizüstü bilgisayarlar hayatın her alanında kullanılıyor.
Dizüstü bilgisayarlar, en çok alınıp satılan ikinci el ürünler arasında yer alır. Ömrü kullanım şekline göre değişen ikinci el laptoplar arasında tercih yapmadan önce dikkat edilmesi gereken birçok husus vardır.
2. El laptop almadan önce karar verilmesi gereken ilk şey marka ve modeldir. Kullanım amacına ve kişisel tercihlere en uygun olan modelin ikinci el seçeneklerine yönelmek zaman ve bütçe kaybını önler. Ayrıca, seçilen bilgisayarın özelliklerinin iyi bilinmesi, ikinci el cihazda nelere dikkat edileceğinin de önceden biliniyor olması anlamına gelir.
Seçilecek ikinci el laptopun nasıl bir ortamda ve ne amaçla kullanıldığını bilmek, cihazın dört bir yanını detaylı bir şekilde incelemeye başlamadan önce fikir verir. Örneğin, 2. el dizüstü bilgisayar üretim sektörü gibi tozlu, havalandırması uygun olmayan bir ortamda kullanıldıysa ya da bilgisayarda yüksek işlem gücü gerektiren işler yapıldıysa cihazın normalden daha hızlı eskimesi ve performansının düşmesi olasıdır. Bu yüzden satın almadan önce detaylı testler yapmak gerekir.
İkinci el laptop almadan önce cihazın kasasının sağlamlığı, teknik donanımı, bilinen özelliklerinin çalışıp çalışmadığı ve temizlik dahil olmak üzere genel sağlık durumu kontrol edilmelidir. Bilgisayarın o an çalışıyor olması sorunsuz olduğu anlamına gelmez. Yük altındaki performansının ve pil ömrünün de denenmesi gerekir. Laptopun içinin temizliği, donanımın çalışmasına, ısınmaya ve sonuç olarak performansa etki edeceğinden, mutlaka kontrol edilmelidir. Örneğin, cihazın soğutma sistemi uzun süre tıkanık kaldıysa bu uzun süreli ısınma sebebiyle kronik problemlere de yol açmış olabilir.
İkinci el laptop alırken ilk önce incelenmesi gereken cihazın kasasıdır. Kılcal çizikler ve küçük soyulmaların dizüstü bilgisayarlar için çok önemli olmadığı söylenebilir. Çünkü laptopta kullanıma bağlı küçük kozmetik kusurlar bulunması performansa ve genel kullanıma olumsuz etki etmez. Ancak kasada kırıklar ve çatlaklar olması oldukça önemlidir. Eğer ikinci el bilgisayarın herhangi bir yerinde kırık ya da çatlak varsa bu kasayla sınırlı olmayabilir. Kasaya buradan toz ya da başka şeyler giriyor olabilir. Ek olarak, kırık ya da çatlak sebebiyle bilgisayarın duruşu, elde tutulması ve kullanımı problemli bir hâle gelebilir.
Laptoplarda en çok görülen problemlerden biri menteşe arızasıdır. Bazı marka ve modellerde menteşe arızası kronikleşmiştir. Bu sebeple, alacağınız modelde böyle bir durum olduğunu duyduysanız, ikinci el modelin menteşesini dikkatle test etmeniz gerekir. Menteşeyi, ekranı en az üç kez açıp kapatarak deneyebilirsiniz. Bilgisayar ekranı, takılma ya da zorlanma olmadan açılıp kapanmalı ve bu eylem sırasında ekranın bağlı olduğu kısımda gerilme ve zorlanma olmamalıdır. Ayrıca, açma kapama işlemi sırasında sürtünme sesi gelmesi de menteşenin problemli olduğu ve ileride sorun çıkarabileceği anlamına gelir.
İkinci el laptop alırken kasada dikkat edilmesi gerekenlerden biri de alt kapağın daha önce açılıp açılmadığının anlaşılmasıdır. Eğer cihazın hiç servis görmediği söyleniyorsa öncelikle kapağın çevresinde bir zorlama izi olup olmadığına bakılmalıdır. Kapağı tutan vidalar da iyi bir göstergedir. Birçok vida, tornavida değdiğinde renk değiştirdiği için, vidalara bakarak bilgisayarın içinin açılıp açılmadığını kontrol edebilirsiniz.
Dizüstü bilgisayarın kasasının daha önce açılmış olması, cihazın kusurlu olduğu anlamına gelmeyebilir. Hatta daha önce arızalanmış olduğunun göstergesi de olmayabilir. İkinci el laptop, HDD, SSD ya da RAM kapasitesini artırmak için açılmış olabilir. Bu durumda, laptopun garantisi devam etmiyorsa bu önemli olmayabilir. Ancak eğer ürünün garanti süresi devam ediyorsa ya da bu iddia ediliyorsa, kapağı açılmış olan bir dizüstü bilgisayarın garanti kapsamından çıkmış olacağını bilmek gerekir.
Dizüstü bilgisayarların soğutma sistemleri masaüstü bilgisayarlara göre daha kompakttır. Çoğu laptop dışarıdan aldığı temiz havayı fan yardımıyla donanıma üfleyen ve içerideki sıcak havayı bakır borularla dışarıya atan bir yapıya sahiptir. Soğutma sistemleri bilgisayar belli bir sıcaklığın üstüne çıktığında devreye girer ve cihazı istenen sıcaklık seviyesine düşürene kadar çalışır. Bilgisayar yazılımsal açıdan yük altındaysa ya da ortam sıcaklığı yüksekse fanlar çalışır. Ancak soğutma sistemi temiz değilse, fanlar tozdan tıkanmışsa düzgün çalışamaz. Bu sebeple soğutma sistemini önce fiziki olarak kontrol etmek gerekir.
İkinci el laptop almadan önce cihazın hava çıkışlarındaki toz birikmesini kontrol etmenizde yarar vardır. Bir el feneri yardımıyla ya da telefonunuzdaki fener özelliğini kullanarak hava kanallarını inceleyebilirsiniz. Bilgisayarın sıcak havayı dışarı üflediği yerler çok kısa sürede toz dolabilir ve cihazın daha çabuk ısınmasına ve geç soğumasına yol açabilir.
Benzer şekilde, soğutma fanlarının yapısını da inceleyebilirsiniz. Bu fanlar çoğu zaman kasa açıldığında kolay erişilebilen bir bölgede olduklarından zarar görmüş olabilirler. Örneğin, fanın kollarından biri çatlamış ya da kırılmış olabilir. Buna da dikkat etmelisiniz.
Toz, her elektronik alette olduğu gibi bilgisayar için de zararlıdır. İçi temiz, soğutma kanalları açık bir dizüstü bilgisayar tercih etmeniz sizin yararınıza olur. Eğer 2. el laptopun hava çıkışı çok tozluysa satıcıdan bilgisayarın içini yetkili serviste temizletmesini talep edebilirsiniz.
İkinci el laptop alırken cihazın ne kadar ısındığını sayısal test etmek de genel kullanım hakkında fikir verir. Bunun için sıcaklık ölçen programlar kullanılabilir. Burada dikkat etmek gereken nokta, bilgisayarın kullanımda değilken sahip olduğu sıcaklığın yanında, yük altındayken sahip olduğu sıcaklığın da ölçülmesidir.
Laptopa en çok zarar veren etkenlerden biri sıvı hasarıdır. Alacağınız ikinci el dizüstü bilgisayar daha önce su ve benzer sıvılarla temas etmiş olabilir. Bu, cihazın tüm parçalarının ömrünü önemli ölçüde kısaltır ve performansa da olumsuz etki eder.
Az miktarda su bile işlemci, anakart ve sürücülere büyük zarar verebilir. Uzun vadede maruz kalan nemli ortamın bile donanıma zarar verdiği düşünüldüğünde su hasarına azami seviyede dikkat etmek gerekir.
Alacağınız ikinci el bilgisayarın daha önce su alıp almadığını anlamak için detaylı ve titiz bir inceleme yapılmalıdır. Laptopun içinde bakır dahil olmak üzere birçok metal bulunur ve bu metaller sıvıyla temas ettiklerinde farklı belirtiler gösterirler. Bakır, sıvıya maruz kaldıysa yeşile yakın bir renge dönebilir.
Metal ve metal alaşımlarının kimyasal etkilerle aşınmasına korozyon adı verilir. Paslanma, bir korozyon türüdür. İkinci el laptopun içindeki metaller eğer yoğun sıvıya maruz kalmışlarsa korozyon belirtisi gösterirler. Alacağınız bilgisayarın içinde, vidalarında ya da kapak kenarlarında pas izleri varsa bu, cihazın sıvıya maruz kaldığı anlamına gelir. Bunun dışında, herhangi bir bölgede görülen renk değişikliği de bunun belirtisi olabilir.
Bilgisayarın klavyesine kola gibi şekerli bir sıvı döküldüyse bu klavyeden de anlaşılabilir. Eğer klavyenin tüm tuşları sökülerek detaylı bir temizlik yapılmadıysa klavyedeki yapışkanlık hissi uzun süre boyunca yer yer tekrar ortaya çıkar.
Alacağınız ikinci el bilgisayarın sıfır kutu seçeneğiyle arasındaki performans farkının minimum seviyede olması, bilgisayardan daha fazla verim almanız için önemlidir. İkinci el modeller kullanılmış oldukları için bazı kusurlara sahip olabilirler. Önemli olan bu kusurların farkında olarak alışveriş yapmanızdır. Bu sebeple, ikinci el laptopun donanımının ne durumda olduğunu da test etmeniz gerekir. Her parçanın farklı işlevi olduğundan her birini ayrı ayrı incelemeniz gerekir. Bu testler, bilgisayarı açmak ve kullanmak suretiyle gerçekleştirilir.
Kasa kontrolünü yaptığınız 2. el laptopu açtıktan sonra donanım özelliklerine arayüz üzerinden bakabilirsiniz. Bu bilgisayar bir Macbook ise Apple menüsünden “Bu Mac hakkında” bölümüne, PC ise “Bilgisayar”ın “Özellikler” kısmına bakabilirsiniz. Windows’ta ekran kartı dahil detaylı bir görüntüleme isterseniz arama menüsüne “dxdiag” yazarak klavyede enter tuşuna basabilirsiniz. Böylece, alacağınız ikinci el bilgisayardaki tüm donanımsal ve yazılımsal özelliklere ulaşabilirsiniz.
İkinci el laptopun içinde neler olduğunu öğrendikten sonra test işlemlerine açma ve kapama hızını öğrenerek başlayabilirsiniz. Alacağınız ikinci el bilgisayarı mutlaka bir kez kapatıp açın ve bu işlemin ne kadar sürdüğünü test edin. Bu, cihazın performansı hakkında önemli bir ipucu verir.
CPU olarak da adlandırılan işlemci, cihazın beyni olarak nitelendirilir. İşlemci, sistemin diğer öğeleriyle etkileşim halinde her işlemin gerçekleşmesini sağlar. İşlemci, verilen görevi ne kadar hızlı yerine getirirse o kadar iyidir. İkinci el laptoplarda işlemcinin beklenen seviyede olup olmadığını ölçmek için, işlemcinin ulaşabildiği hız hakkında fikir sahibi olunmalıdır. Bu bilgiye internetten ulaşılabilir. Daha sonra, arama motoruna “İşlemci hızı ölçme” yazarak güvenilir bir program indirebilir ve işlemcinin hızını GHz olarak görebilirsiniz.
GHz, saniyede gerçekleştirilen işlem sayısını ifade eden birimdir. İşlemcide gerçekleşen her bir işlem 1 Hertz değerindedir. 3,0 GHz değerine sahip bir işlemci bir saniyede üç milyar işlemi gerçekleştirebilir. İşlemcinin gücünü ifade eden tek gösterge saat hızı değildir. Çekirdek sayısı da önemlidir. Bu yüzden, ikinci el laptop almadan önce cihazda bulunan işlemcinin kaç çekirdekli olduğuna da dikkat etmek gerekir. Örneğin, 3,0 GHz hızındaki tek çekirdekli bir işlemci, 2,0 GHz hızındaki çift çekirdekli işlemciden daha yavaş çalışacaktır.
Rastgele erişimli hafıza olarak çevrilebilecek olan RAM, bilgisayarda geçici bellek görevi üstlenen birimdir. Burada çalışma verileri ve makine kodları depolanır ve kullanım sırasında sürekli olarak değiştirilir. Aynı anda birden fazla işlem yapabilme kabiliyeti ve bir uygulama açılırken geçen sürenin uzunluğu RAM ile alakalıdır.
İkinci el laptop alırken RAM’in sağlamlığına, kapasitesine ve ne kadar artırılabildiğine dikkat etmek gerekir. RAM’ler ana kart üzerindeki slotlarda takılı halde bulunur. Bilgisayarda bulunan RAM modülleri düzensiz voltajlar sebebiyle bozulabilir. Anakart, güç kaynağı, şarj temelli olan sorunlar da RAM’in bozulmasına yol açabilir. RAM, uzun süreli kullanımda da performans kaybına uğramış olabilir. Bu sebeple, ikinci el laptop almadan önce RAM’in iyi çalıştığından emin olmak gerekir.
RAM’i test etmek için önce bellek testi, sonra RAM testi yapmak gerekir. Bellek testi Windows işletim sistemine sahip bilgisayarlarda hiçbir program indirmeye gerek kalmadan yapılabilmektedir. Bunun için, Win+R tuşlarına bastıktan sonra açılan pencerede mdsched yazdıktan sonra enter tuşuna basmalısınız. Bu aşamada sistem yeniden başlatılacak ve Windows açılmadan önce bellek taraması yapılacaktır. Eğer bir problem varsa bilgisayar açıldıktan sonra ekranda belirecek olan sonuçlarda görülecektir.
Bu testten sonra RAM’in kendisini kontrol etmek gerekir. Bunun için güvenilir bir test uygulaması kurulur ve kısa süren bir tarama işlemiyle RAM’in tüm öğeleri kontrol edilir. Eğer bir problem yoksa RAM sağlıklı bir şekilde çalışıyor demektir.
Birçok dizüstü bilgisayarda boş bir RAM slotu bulunur. İleride RAM’inizi yükseltmek isteyebilirsiniz. Bu sebeple, boş slotun çalışıp çalışmadığını da test etmek isteyebilirsiniz. Eğer bilgisayarın içi daha önce açılmışsa, cihaz tamir gördüyse bunu yapmaktan çekinmenize gerek yoktur. RAM’i diğer slota da takarak test edebilirsiniz.
Bilgisayarda, sistem dosyaları ve kişisel dosyaların depolandığı, görüntülendiği ve değiştirilebildiği bir alan bulunur. Bu alanda silme ve dosya ekleme işlemleri yapılabilir. Veri depolanması amacıyla kullanılan bu manyetik kayıt ortamları, türüne göre HDD ya da SSD diye adlandırılır. Bazı bilgisayarlarda yalnızca HDD, bazılarında yalnızca SDD, bazılarında ise her ikisinden bulunur. Farklı özelliklere sahip olan bu bellek türleri tamamen aynı işlev için kullanılır. Sağlıklı bir kullanım için, bilgisayarın depolama alanının sorunsuz olması gerekir. Eğer SSD ya da HDD üzerinde bir bozukluk varsa, bir ya da birden fazla dosya ve program, çalışması gerektiği gibi çalışmaz. Bu sebeple, ikinci el laptop almadan önce yapılması gereken en hayati kontrollerden biri depolama alanı testidir.
Cihazda bulunan hard disk, darbe, sıvı teması, yüksek frekanslı ses ve titreşim sebebiyle kısmen arızalanabilir. Bellek üzerine görülen bu bozulmalara “bad sector” adı verilir. Bellek bölümlerden oluştuğundan bad sector her zaman hissedilmez. Bu sebeple ikinci el laptop almadan önce hard disk üzerinde bad sector taraması yapmak gerekir. Hard diski taramak için yazılmış olan birçok ücretsiz uygulama mevcuttur. Siz de 2. el dizüstü bilgisayarınızın depolama alanının sağlığını bu uygulamalardan birini kullanarak test edebilirsiniz. Hard diskinde bad sector oluşmuş olan bir bilgisayarı satın almamanız gerekir.
Farklı bir yapıya ve çalışma şekline sahip olan SSD’lerde de benzer arızalar görülebilir. İçinde hem SSD hem HDD bulunan bilgisayarlarda işletim sistemi çoğu zaman SSD’ye kurulmuş haldedir. Bu sebeple, arızalı bir SSD’de sistem de düzgün çalışmayacaktır. SSD sağlığını tarayan uygulamalar vasıtasıyla SSD’yi taramak gerekir.
İkinci el laptop ekranını test ederken ekranın sağlamlığına ve sözkonusu modelin sahip olduğu ekran özelliklerini taşıyıp taşımadığına bakılmalıdır. Ekranda ezik, çizik, kırık olmaması gerekir. Ekranın görünür yüzü dışında, görünmeyen yüzünden de emin olmak için ışık sızması ve ölü piksel testi yapılır. Işık sızmasını anlamanın en iyi yolu, bilgisayar eğer OLED panel değilse, siyah renk verilen çalışır durumdaki ekranı incelemektir. Bunun için bilgisayar açıldığında en başta gelen siyah ekran incelenebilir. Eğer ekranda diğer alanlardan çok daha parlak bir bölge varsa ekranda ışık sızması var demektir. Işık sızması testi yapmak için ücretsiz yazılımlar da mevcuttur.
Bilgisayarı açtıktan sonra ekranda ölü piksel olup olmadığı incelenmelidir. Bu çıplak gözle yapılabileceği gibi tarayıcı üzerinden açılacak bir ölü piksel testi sayfası ile de görüntülenebilir. Alacağınız ikinci el bilgisayarda ışık sızması ve ölü piksel oranı kullanıma etki etmeyecek kadar az olmalı ya da hiç olmamalıdır.
Ekranı test ederken bir şeyi gözden kaçırmamak için parlaklığı minimum ve maksimum seviyeye getirerek inceleme yapmak tavsiye edilir.
Bilgisayarın en çok temas edilen bölgeleri klavye ve touchpad olduğu için bu birimlerin sorunsuz çalışması gerekir. Klavyede bulunan bir tuşun bile sorunlu çalışması yazma deneyiminin akıcılığını azaltacağından, her tuşu tek tek kontrol etmek önemlidir. Bunun için, ikinci el laptopta boş bir Word ya da Not Defteri sayfası açarak sırayla her tuşa basmalı ve yazılan karakterleri incelemelisiniz. Tuşlardan bazılarının yapısı bozulmuş olabilir, tuş basmıyor ya da fiziksel olarak düzgün olsa da görevini yapmıyor olabilir. Burada sorun klavyeden kaynaklanmıyor da olabilir. Bu sebeple, klavyedeki her arızanın alınmadan önce fark edilmiş olması ve onarılması gerekir.
Touchpad, klavyenin altında bulunan ve fare görevi gören düz yüzeydir. Öncelikle bu alanda parmağınızı farklı yönlere hareket ettirerek touchpadin algılama hızında bir sorun olup olmadığına bakılır. Eğer takılmalar oluyorsa donanımsal ya da yazılımsal bir arıza olması olasıdır. Daha sonra touchpadin etrafındaki tuşlar test edilmeli, en son ise touchpadin birden fazla noktaya dokunulduğunda doğru tepki verip vermediği kontrol edilmelidir. Günümüzde birçok touchpad, iki, üç ve dört parmakla kullanma imkanı tanımaktadır. Örneğin birçok laptopta aynı anda iki parmakla yukarı ya da aşağı yönde yapılan bir hareket, sayfayı kaydırmaya yarar. Eğer touchpadde bir sorun varsa çoklu parmak kombinasyonları da çalışmayabilir. Bu da 2. el laptopun bir biriminin kullanım dışı kalmasına sebep olur.
Klavyede kontrol edilecek en son şey, bilgisayarın özelliklerinde mevcut ise, ışıklandırmayı test etmektir. Mümkünse farklı güçlerde çalıştırarak her seviyedeki performansını görmek, klavye ışıklandırmasının doğru çalışıp çalışmadığının anlaşılmasına yardımcı olur.
Bilgisayarda diğer cihazlarla bağlantı sağlayan çok sayıda giriş bulunur. 2. el dizüstü bilgisayar alırken cihazda bulunan portların kontrolünü yapmanız, sağlıklı bir kullanım için lehinize olacaktır. Bu testi yapmadan önce yanınızda bir kulaklık, SD kart ve USB bellek bulunması faydanıza olur.
Öncelikle bilgisayarın şarj olup olmadığını görmek için şarj girişi test edilmelidir. Daha sonra ethernet bağlantı noktasına bir ethernet kablosu takarak girişin fiziken sağlamlığını ve çalışırlığını görebilirsiniz. Ethernet kablosunun yapısı gereği bu giriş diğerlerinden biraz farklıdır ve kullanımla alakalı olarak portun ağzı yalama olabilmektedir. Bu sebeple, eğer kablolu internet kullanacaksanız ethernet girişini kesinlikle test etmeniz gerekir. Eğer bilgisayarda bir SD kart slotu varsa, MicroSD kart takılı bir SD kartı buraya yerleştirerek kontrol edebilirsiniz. Karta hafif dokunuşlar yaparak temassızlık olup olmadığını da görebilirsiniz. Eğer temassızlık sorunu varsa bilgisayar kartı çıkardığınızı düşünüp buna göre tepki verecektir.
Bilgisayarda en çok kullanan girişlerden olan USB girişlerini de tıpkı SD kart girişinde olduğu gibi test etmek gerekir. Temassızlık sorunu kullanım kalitesini düşüreceğinden, en az bir USB girişinin tamamen sağlıklı olduğundan emin olunmalıdır. Benzer şekilde, eğer varsa USB Type-C, HDMI ve jak girişi de kontrol edilmelidir. HDMI girişi, bilgisayara takılacak bir HDMI kablosu ve onun bağlı olduğu bir monitörle test edilebilir.
İkinci el laptop alırken, bilgisayarda bulunan hoparlör, webcam, CD ya da DVD sürücüsünün durumundan da emin olmak gerekir. Hoparlör sesi standart seviyede ve maksimumda olmak üzere iki türlü deneyimleyerek test edilir. Webcam, bilgisayarda bulunan kamera yazılımı açılarak kontrol edilir. Varsa CD ya da DVD sürücüsü ise fiziki kontrol de gerektirir. Çünkü bu sürücüler kullanıma bağlı olarak takılma ya da sıkışma yapabilirler.
Garantisi olduğu söylenen bir ikinci el laptopun garanti durumunu kesinlikle kontrol etmek gerekir. Eğer cihazın bir faturası ve garanti belgesi varsa, bu iki yerde bulunan seri numarası ile bilgisayarın seri numarasını karşılaştırmanız gerekir. Faturadaki, garanti belgesindeki ve cihazdaki seri numarası aynı olmalıdır. Varsa, kutudaki seri numarası da bu listeye eklenebilir.
Laptopun seri numarası çoğunlukla cihazın altına yerleştirilmiş bir etiketten öğrenilebilir. “S/N” ya da “Serial Number” ibaresini gördüğünüz etiket, seri numarasını gösterir. Eğer böyle bir etiket yoksa, laptopun pilini çıkararak pil yuvasındaki etikete bakabilirsiniz. Bu da mevcut değilse, seri numarasını yazılımsal olarak görüntülemeniz mümkündür. Eğer alacağınız ikinci el laptop Windows işletim sistemine sahipse şu adımları takip ederek seri numarasını öğrenebilirsiniz:
Windows tuşuna basın.
Arama çubuğuna CMD yazın ve enter tuşuna basın.
Açılan siyah ekrana “wmic bios get serialnumber” yazın ve enter tuşuna basın.
Cihazın seri numarasını öğrendikten sonra, markanın destek sayfasından sorgulama yaparak bilgisayarın garanti durumunu görüntülemeniz gerekir. Eğer ikinci el bilgisayarın garantisi devam ediyorsa, markanın şartlarına göre garanti hizmeti alabilirsiniz.
Alacağınız ikinci el bilgisayarın daha önce tamir görmediğinden emin olmak istiyorsanız, kasa kontrolü başlığında ifade edildiği gibi, bilgisayarın vidalarına ve kapak kenarlarına göz atabilirsiniz. Birçok marka, bilgisayarın kasasına servis etiketi yapıştırır. Bu detaya da dikkat edebilirsiniz.
Birçok insan için çok gerekli bir ihtiyaç haline gelmiş olan bilgisayarların dizüstü versiyonları birçok sebeple masaüstü seçeneklerden daha pahalıdır. Kompakt bir yapıda olan laptoplar minimalize edilmiş parçalarla maksimum performans almayı hedefledikleri için gelişmiş teknolojiler içerirler. Ayrıca bu bilgisayarlara talep daha fazladır. Bu da fiyatları etkiler. İkinci el laptop fiyatları da cihazın sıfır fiyatına ve ikinci el piyasasında oluşan talebe göre değişir. 2. el laptop fiyatları, makinenin kullanım durumuna, sağlığına, hangi parçalarının çalışıp çalışmadığına göre değiştiğinden çok geniş bir aralıkta seyrederler.